Çocuklarımız ve madde bağımlılığı

Alkol ve uyuşturucu kullanımı artık liselerde bile yaygın. Özellikle 9 ve 12'nci sınıf öğrencileri arasında düşündüğümüzden çok daha yaygın...
Gençlerin yüzde79'u kendilerini iyi hissettirdiği için, Yüzde 67'si problemlerinden kaçmak için, Yüzde 66'sı akran baskısı yüzünden, Yüzde 47'si ise yapacak daha iyi bir şeyleri olmadığı için uyuşturucu ve alkol kullanıyormuş.İlginç araştırmalar var...

Mesela Facebook'ta çok vakit geçiren gençlerde; alkol ve uyuşturucu kullanımı daha yüksekmiş. Çünkü yakın arkadaşlarını değil; sosyal medyadaki, 500'ün üstündeki arkadaşlarının davranışlarını kendileriyle karşılaştırıyorlar.

Akranlarının partilerde marihuana veya alkol tüketirken çekilen görüntülerini ve ne kadar eğlendiklerini gördükçe; madde bağımlılığının normal ve kabul edilebilir bir aktivite olduğunu düşünüyorlar.

Ülkemizde gençler arasında yapılan çalışmalarda yarısından fazlasının sigara deneyiminin olduğu, ilköğretimde ise yaşam boyu en az bir kez tütün kullanma oranının % 16 olduğu görülmektedir. Yaşam boyu en az bir kez alkol kullanımı %35-45, esrar kullanımı %4, uçucu madde kullanımı % 4, ekstazi kullanımı için ise %2-2,5 oranları verilmektedir. Tütünden sonra en sık kullanılan maddeler sırasıyla alkol, uçucu maddeler ve esrardır. Sigara ve alkol dışında tüm maddelerde kullanım sıklığında bir artış söz konusudur.

Çocuk ve gençlerde madde kullanımında en önemli nedenin ‘merak’ olduğu pek çok araştırma ile saptanmıştır. Ergenlik ve gençlik biyolojik, bilişsel ve sosyal alanlarda değişikliklerin olduğu bir dönemdir. Gençler bu dönemde alkol ve madde kullanımını da içeren yeni durumlarla karşılaşırlar Biyolojik ve sosyal değişikliklerin yarattığı stresi azaltmak, arkadaş baskısı ve bir gruba dahil olma isteği de madde kullanımına başlamada diğer önemli nedenlerdir. Başlama nedeni ne olursa olsun madde kullanmaya başlama, artan bir madde kullanımına ve diğer suç oluşturan olaylara neden olabilir. Az ya da çok kullandıkları bir dönem sonrası gençlerin büyük çoğunluğu madde kullanmaya devam etmemektedir. Az fakat önemli bir kısmı ise kullanıma giderek artan düzeylerde devam etmektedir. 12-18 yaş aralığında alkol ya da diğer maddeleri denemek yaşla beraber belirgin artış göstermektedir.

Risk faktörlerini üç grupta toplayabiliriz: biyolojik faktörler (örn. genetik faktörler), psikolojik ve davranışsal faktörler (örn. emosyonel bozukluklar, öğrenme güçlükleri, dürtüsellik, davranış bozuklukları), sosyal ve çevre ile ilgili faktörler (örn. ebeveynlerin madde kullanıyor olması, aile desteğinin az olması, akademik başarının düşük olması, akran ilişkileri, ekonomik ve sosyal desteğin olmaması vb.). Eğer bu faktörlerden bir tanesi dahi güçlü bir olumsuz etkiye sahip ise madde kullanma olasılığı yüksektir. Bu faktörlerden bir veya daha fazlası olumlu yönde güçlü ise genci madde kullanımına karşı koruyabilmektedir.

Alkol bağımlılığı olan ana babaların çocukları, alkol bağımlılığının karmaşık genetik bir bozukluk olması nedeniyle yüksek risk taşıyan çocuklar olarak değerlendirilmektedir. Bu çocuklar yalnızca alkol bağımlılığı açısından değil, aynı zamanda diğer psikopatolojiler açısından da risk taşımaktadırlar. Alkol bağımlılarının çocuklarında dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB), karşı gelme bozukluğu (KGB), davranım bozukluğu (DB), depresyon ve anksiyete bozuklukları kontrol grubuna göre daha yüksek oranlarda dır. Gençlerin alkol kullanma sıklığı ile anne ve babaların alkol kullanma sıklıkları arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalarda, özellikle erkek çocuklar ile babaların alkol kullanma sıklıkları arasında önemli benzerlikler bulunmuştur. Ailelerinden ayrı yetişmiş alkol bağımlılarının çocuklarında yapılmış çalışmalar, bu çocuklarda %25 alkol bağımlılığı saptamışlardır.
Aile içinde madde kullanımı olan çocuklarda madde kullanımı daha sıktır. Aile üyelerinin madde kullanımı ile ilgili tutum ve düşünceleri olumlu yönde ise bu da risk oluşturmaktadır. Bu konuda ailenin toleransının fazla olması, uygun olmayan disiplin yöntemleri de madde kullanımını arttırmaktadır.

Çocuk ve ergenlerde madde kullanımı açısından risk olabilecek durumları araştıran çalışmaların sonuçlarına ruhsal hastalıklar önemli bir yer tutmaktadır. Psikiyatrik hastalılar madde kullanımı sonucunda gelişebilmektedir. Madde kullanım bozukluğu olan gençlerin %76’sında en az bir komorbid psikiyatrik bozukluk saptanmıştır (Dilbaz 2006)

Maddelerin çeşitli psikiyatrik sorunlarda belirtileri giderme amaçlı kullanılması söz konusu olabilmektedir. Bunlar arasında en sık adı geçen sorunlardan kendilik değeri düşüklüğü, depresyon, DEHB(dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu), anksiyete bozuklukları, fiziksel-cinsel ve duygusal istismar önde gelmektedir. DEHB erken başlangıçlı psikoaktif madde kullanımı açısından bir risk faktörüdür. Ayrıca sigara kullanımı da DEHB’da sıklıkla bozulmuş olan ileriye yönelik plan yapma, öncelikleri belirleyebilme ve dürtü kontrolü gibi ileri fonksiyonlarda iyileşmeye neden olduğundan kendini tedavi etme amaçlı da kullanılmaktadır. Çalışmalar DEHB ve alkol kullanım bozuklukları arasında bir bağlantı olduğunu desteklemektedir.

Risk Faktörleri

BİYOLOJİK FAKTÖRLER
Genetik özellikler Alkol ya da madde kullanımında aile öyküsü Ailede dürtü kontrol bozukluğu öyküsü, davranış bozukluğu ya da antisosyal kişilik bozukluğu gibi Ailede duygu durum bozukluk öyküsü

PSİKOLOJİK ve DAVRANIŞSAL

  • Nörokognitif değişiklikler Duygu durum bozuklukları Anksiyete bozuklukları Dürtüsellik Öğrenme güçlükler
  • Sosyal becerilerde düşüklük
  • Madde kullanımı ile ilgili olumlu tutum ve davranışlar
  • Hostilite ve agresyon
  • Düşük benlik saygısı
  • İsyankârlık
  • Olumsuz yaşam deneyimleri
  • Davranış bozuklukları
  • Çabuk öfkelenme
  • Fiziksel travma
  • Erken başlangıç
  • Sosyal ve Çevresel Faktörler

AİLE İLİŞKİLERİ
Ailede alkol, madde kullanımı ya da kumar sorunu olması Ailenin alkol ve madde kullanımı ve kumara karşı olumlu tutumu Aile desteğinin az olması Ailenin çocuğunu izlemede yetersiz olması Özellikle öğrenme güçlüğü ve davranış problemi olan çocuklara karşı ebeveyn becerilerinin etkisiz olması

OKUL İLE İLŞKİLER
Akademik başarı Olumsuz, disiplinsiz ve güvensiz bir okul ortamı Öğretmenin beklentilerinin düşük olması Madde kullanımına karşı açık bir okul politikasının olmaması Okul sorumluluğunun olmaması
Sınıfta içine kapanık ya da agresif davranışlar sergileme

ARKADAŞ İLİŞKİLERİ
Arkadaşlarının madde kullanması ve bulundurması Alkol, madde kullanımı ve kumarı onaylayıcı tutum ve davranışlar Davranış bozukluğu olan arkadaşlarının olması Arkadaşları tarafından reddedilme Sosyal becerilerinin zayıf olması
TOPLUM İLİŞKİLERİ
Ekonomik ve sosyal olanakların kısıtlı olması Eğitim olanaklarının yeterli olmaması Yüksek suç oranının olması Yüksek göç oranı Toplumsal normların alkol ve madde bağımlılığı ve kumara izin vermesi

Arkadaş grubuna bağlı riskler oldukça önem taşımaktadır. Arkadaşları madde kullanan çocuk ve gençlerde riskin yüksek olması beklenen bir durumdur. Yapılan anket çalışmalarında ilk kullandıkları maddeyi kendileri kadar ya da biraz büyük arkadaşlarından bulduklarını ve grup içinde paylaştıklarını ifade etmişlerdir. İçinde bulundukları akran grubunda madde kullanımının onaylanması genç için risk faktörüdür. Maddeye kolay ulaşabilme de madde kullanımı açısından risktir. Özellikle sigara, alkol ve uçucu maddelerde bu önemli bir sorundur. Erken yaşlarda başlayan sigara kullanımı da diğer maddelere geçiş açısından yüksek risk taşımaktadır.

Bir çocuğun madde kullandığı nasıl fark edilir?

Madde kullanımında olası belirtiler:

  • Anormal derecede uyku ve uyuşukluk hali
  • Ani ruhsal değişiklikler
  • Konsantrasyon eksikliği, hafıza kaybı, baygınlık, halüsinasyonlar
  • Okul, iş, eski arkadaşlara ve hobilere ilgi eksikliği
  • Okul başarısında düşüş
  • Geç saatlere kadar uyanık kalma
  • Faaliyetler ve nerede olduğu hakkında gizlilik
  • Yalan söyleme ve hırsızlık
  • Yeni ve tuhaf arkadaşlar
  • Son moda ve sıra dışı kıyafetlere düşkünlük
  • Elbiselerde ya da vücutta alışılmadık kokular, lekeler ve işaretler
  • Alışılmadık tozlar, kapsüller, tabletler, enjektörler, iğne tarzı şeyler ya da yakılmış boya incelticiler, tırnak cilaları
  • Borç para alma da artış ya da sık sık harçlık isteme
  • Arkadaşlarla sohbette şifreli ve gizli konuşmalarda artış

Yukarıda sayılan belirtilerin bir çoğu mutlaka madde kullanımı ile ilgili olmamakla birlikte anne babalar çocuklarında önemli bir farklılık olduğunu bunun ergenlik dönemi gibi olası diğer sebepleri dikkate almaksızın bu davranışların, doğrudan madde kullanımından kaynaklandığını düşünerek tepkisel tavır sergilemenin, anne-baba- çocuk ilişkini zedeleyebileceği, güven kaybına neden olabileceği akılda tutulmalıdır. Bu belirtilerin altında yatan sebepler dikkatlice araştırılmalıdır.

Bir çocuk bu tür bir tuzağa düşmeden alınacak önlemler nelerdir?

Özellikle kimlik arayışının yoğun olduğu çocukluktan ergenliğe geçiş döneminde arkadaş edinme, gruba kabul edilme, kendini ispatlama gibi nedenlerle yanlış ortamlara girebilmekte ve bağımlılık yapıcı maddelerle tanışma, deneme gibi risklere yoğun olarak maruz kalabilmektedirler.

Bu nedenle aileler, çocukları üzerinde ciddi anlamda etkili olan durumlara karşı uyanık olmalı, özellikle ergenlik çağındaki çocuklarını anlamak için kendilerini geliştirmeliler ve madde bağımlılığıyla ilgili bir sorunla karşılaşmaları halinde bu durumla başa çıkma yetenekleri kazanmalıdırlar.

Aileler, ergenlik ve gençlik yıllarının, özellikle arkadaş davranışlarından etkilenmeye çok açık hassas bir dönem olduğunun bilincinde olarak, gençlerin kişisel gelişimlerini ve bireysel yeteneklerini güçlendirmelerini teşvik ederek, akranlarından gelecek olumsuz baskılara karşı dirençlerini arttırmalıdırlar. Kendine güvenen, hayata karşı doğru ve olumlu bir bakış açısı geliştirebilen gençler, arkadaşlarından ve gruplardan gelebilecek alkol, tütün ya da bağımlılık yapıcı madde kullanma teklif ve baskılarına karşı özgüvenlerini yitirmeden karşı koymayı başarırlar.

Arkadaş etkisi, merak ya da başka bir nedenle gençlerin bir kez bağımlılık yapıcı madde kullanmayı denemiş olmaları, onların sürekli kullanıcı olacakları anlamına gelmez. Anne babalar, böyle bir durumun farkına varırlarsa, suçlama yapmadan ve durumu tek seferlik önemsiz bir uçarılık gibi algılamadan sağduyulu bir yaklaşımla gerekli tedbirleri almalıdırlar.

Ailelerin, madde kullanımını önlemek için geliştirebilecekleri yöntemleri bir kez daha sıralamak istersek bunlar:

  • Çocukları sevgi ve şefkatle büyütme
  • Tutarlı ve adaletli disiplin
  • Düşüncelerin ve hislerin ifade edilmesine fırsat ve ortam sağlamak
  • Okulda ve evde olumlu tecrübeler edindirmek için fırsatları değerlendirmek
  • İstikrarlı bir aile atmosferi• Gençlerin hatalarına karşı toleranslı olmak
  • Çocukların ve gençlerin arkadaş çevrelerini yakından izlemek
  • Spor, edebiyat, gönüllü kuruluşlarda çalışmak gibi hobiler edinmeleri için destek olmak

Madde kullanımına başlama nedenleri, bağımlı tedavisinin hedefleri ve yapılacaklar, bağımlılığa neden olan maddelerin neler olduğu, bağımlılığın sebepleri ve süreçleri, kişide nasıl bir tahribat bıraktığı, bağımlılığı önleyici faktörler ve ailelere düşen sorumluluklar ERAL Temel Lisesinde “Bağımlılık ve Farkındalık” Seminerlerinde anlatıldı.

Hazırlayan: Ümmühan Türkmen

Bu yazı 24 Mayıs 2017 tarihinde kategorisinde yayınlandı.

ERAL OKULLARI (Çukurova Kampüs)
Adres: Huzurevleri Mah. 77123 Sk. No:3 01360 Çukurova Adana, Türkiye

ERAL MİNİ ANAOKULU
Adres: Güzelyalı Mah. 81128 Sk. No:4 01170 Çukurova Adana, Türkiye

ERAL İLKOKUL & ORTAOKUL
Adres: Güzelyalı Mah. 81107 Sk. No:3/1 01170 Çukurova Adana, Türkiye 

ERAL ANADOLU – FEN LİSESİ
Adres: Güzelyalı Mah 81108 Sk. No:16 01170 Çukurova Adana, Türkiye

444 3725
linkedin facebook pinterest youtube rss twitter instagram facebook-blank rss-blank linkedin-blank pinterest youtube twitter instagram