Çırak olmak da öğrenilir, usta olmak da. İnsan olmak gibi… 

“Ustalık bir okuldur.” ya hani herkesin “usta” makamından ahkam kesmesi de bu kıymetin bitmeye yüz tutması mıdır? 

“Usta idim oldum şegirt, Al bardağı suya seğirt.” sözü vardır. Erzurum’da yaşadığım senelerde önünde en çok seyredildiğini bildiğim bir Çifte Minareli Medresesi vardır. Usta-çırak hikayesi manidar. Yükselen çifte minarelerin biri usta, diğeri de çırağı tarafından yapılmaktadır ve çırağın işi zamanla ustasından daha gösterişli bir şekil almaktadır. Çırağını devşirmeye çalışan usta, kendi bitmeyen çıraklığını da bilir. Ancak yaptığı işin farkında olan çırak, onulmaz bir gurura kapılır. Sıcağın kavurduğu bir gün ustasından su ister, usta “Usta idim oldum şegirt, al bardağı suya seğirt.” diyerek kendini aşağı bırakır; ardından da, ustam gitti, ben ne dururum, diyen çırağı. Duruma üzülen işçiler de işlerini yarım bırakır giderler. Bugün kafanızı kaldırdığınızda yarışan sadeliği görürsünüz minare resmi üzerinde: Yarışan zanaatın fotoğrafı.

Çırak-kalfa-usta-üstat bir sıradır. Meslek sahibi olmanın bilindiği her hayatın bir zamanında bir sıradır. Usta yüksekten bakmaz ki sözü bilinsin, çırak da o yolda beklemeyi bilir.

Bir de çırak yaşta çocukluk hikayesi var. Ellerin çocuk eli, yaş biçemezsin. Fakirliğin yüzünün soğukluğu işlemiş ellerine. Çünkü çıraklık ayrılıktır. Aileden, en sevdiğin köşenden, çay sohbetlerinden kulak kesildiğin, mahalledeki arkadaşlarından; top peşinde koştuğun, oyuncak bebeğine hayat kurduğun…

Sokaktaki arkadaşların seni yeniden alırlar mıydı oyuna, unuturlar mıydı hemen, merak ederler miydi? Olsundu, artık işin vardı. Yaptığın işe dosdoğru bakarken hepsi birbirine benziyordu. Ne kısalıyor ne de… Hele zanaatlık… Hikayesini bilmediğini işlemek zor gelir. Sonra bilmek ürkütür. Bilmek lanetlidir. O andan itibaren sensindir işlediğin, bildiklerin ve tersi. Vazgeçemezsin zamandan, nasıl geçer anlamazsın, göze alırsın her şeyi bilmeyi, usulünde, ritminde. Yoldur. Acemidir çıraklık, çocuksudur hepten, ama senindir. Konuşulmadık hiçbir şey kalmamalıdır bu törede, usta ve çırak arasında yazgıdır. Tamam etmek zorundasındır, ustanı bazen sever, bazen de ondan nefret edersin; ancak ihanet, zor olandır. Bir tür yüzleşme hali işte. Bir tür gelenek... 

Çırak olmak da öğrenilir, usta olmak da insan olmak gibi.

Bu yazı 24 Ekim 2022 tarihinde kategorisinde yayınlandı.
Önceki Yazı

ERAL OKULLARI (Çukurova Kampüs)
Adres: Huzurevleri Mah. 77123 Sk. No:3 01360 Çukurova Adana, Türkiye

ERAL MİNİ ANAOKULU
Adres: Güzelyalı Mah. 81128 Sk. No:4 01170 Çukurova Adana, Türkiye

ERAL İLKOKUL & ORTAOKUL
Adres: Güzelyalı Mah. 81107 Sk. No:3/1 01170 Çukurova Adana, Türkiye 

ERAL ANADOLU – FEN LİSESİ
Adres: Güzelyalı Mah 81108 Sk. No:16 01170 Çukurova Adana, Türkiye

444 3725
linkedin facebook pinterest youtube rss twitter instagram facebook-blank rss-blank linkedin-blank pinterest youtube twitter instagram